Aynur Tıkıroğlu & Hicret Ayaz İpek
LİMİNAL ALAN
Pandemiyle birlikte yaşamsal mekânların işlev ve anlamlarının değişmesi, bizi yolumuzun görece daha az düştüğü liminal alanları kendi yorumumuzla yeniden üretmeye yöneltti. ‘Liminal’ kelimesi Latince’de ‘eşik’ anlamına gelen ‘limen’ kelimesinden geliyor. Bize aşina gelen ve kendimizi rahat hissettiğimiz bir alandan çıktıktan sonra bir sonraki aşamaya ve alana geçmeden önce içinden geçtiğimiz alanlara liminal alanlar deniyor. Liminal alanların en önemli özelliği, insanlara kendilerini çok da iyi hissettirmemeleridir. Aşina olduğumuz kadar muallâktırlar. Bilinmezdirler. Bir nevi araf mekânlarıdırlar. Mesela havaalanları, tren garları, istasyonlar, altgeçitler, otel koridorları veya merdivenler, fiziksel liminal alanlara verilebilecek bazı örnekler. Bu mekânlarda biraz uzun vakit geçirdiğimizde kendimizi genelde rahatsız hissederiz.
Tabii bir de yaşamakta olduğumuz pandemi dönemindeki gibi bir türlü içinden geçemediğimiz, geçmek bilmeyen, mekândan bağımsız liminal alanlar mevcut. Mekânların tanımlanması ve işlevlerinin çatışmasıyla birlikte yaşam alanlarımızın da çatışma haline girip belirsizliğe sürüklenmesi, normal olanın yeniden arandığı bir yere taşıdı hepimizi. Duygularımız da sınır koymak ve bu sınırları aşmaktan nasibini hallice aldı.
Liminal alanlar kendi içlerinde çok fazla çeşitliliğe sahip olsalar da biz ‘Değiş Tokuş’ kapsamında İzmir’de Basmane Tren Garı, Mardin’de ‘abbara’lar ve bunları çevreleyen alanlar üzerine derinleşmeyi, bu alanları fotoğraflayıp aramızda değiş tokuş etmeyi ve resim kökenli iki sanatçı olarak bilinmezliklerini, akışkanlıklarını, geçirgenliklerini, çatışma ve uzlaşmalarını kendi tekniklerimizle yorumlamayı yeğledik. Hiç bilmediğimiz birbirimizin şehirlerindeki liminal alanlara, birbirimiz için çektiğimiz fotoğraflar üzerinden bakıp arasındalık mevhumunu yorumlamak bizi bir yandan heyecanlandırırken bir yandan da algımızın sınırlarını zorladı.
Bir olmadan başka bir olmaya yolculuk ettiğimiz şu günlerde, sizler de kendinizi ‘eşik’te hissetmiyor musunuz? Eskiye özlem duymakla birlikte geriye dönülmez bir eşikten geçiyoruz. Ne geçmişe dönebildiğimiz ne de geleceği tam görebildiğimiz bu zamanda, sizleri kendi dünyamızda yorumladığımız eşikten bakmaya davet ediyoruz!
PROJE EKİBİ: AYNUR TIKIROĞLU (İZMİR) & HİCRET AYAZ İPEK (MARDİN)